2024'te 3. Dünya Savaşı mı çıkacak?
🖋️ Bu kehanetler 2023'te yazılmıştır.
2023'te bahsettiğimiz gibi, 2024 yılının büyük bir kısmında (21 Ocak'tan 2 Eylül'e kadar ve 20 Kasım'dan itibaren 20 yıl boyunca yerleşmek üzere) Plüton Kova burcunda olacak. Bu da isyanları, büyük değişiklikleri ve gerilimleri beraberinde getirecek. 21 Nisan'dan itibaren, Mars, Jüpiter ve Uranüs, sinirlerin tırmanmasına sebep olabilir ve bazı liderleri otoritelerini sert bir şekilde ifade etmeye itebilir. Devlet başkanları arasında çekişmelere ve yıkıcı hırslara karşı tetikte olmamız gerekebilir.
Ancak 6 Mayıs 2024'te, Satürn ve Plüton arasındaki gerilimli etki, yarı-kare biçimiyle ortaya çıkıyor. Geleneksel anlamda, iki gezegen arasındaki gerilimler genellikle büyük dünya sorunlarıyla ilişkilendirilmiştir. Bu dönemde, Satürn ve Plüton'un yarı-karesi, zihin ve içgüdüler arasında ciddi bir gerilim yaratabilir. Temkinli davranma eğilimimiz ve irrasyonel hırslar arasında kalmamıza sebep olabilir. Küresel ölçekte, bu etki, radikal düzeyde farklı görüşlere sahip iki siyasi güç arasında bir mücadeleyi sembolize edebilir. Çatışmanın tırmanacağı korkusuyla endişe verici bir atmosferin hissedilmesine yol açabilir.
Ağustos'un ikinci yarısında, Mars, Jüpiter ve Satürn, artan memnuniyetsizlikler ve gerilimlerle dolu bir dünya iklimine işaret ediyor. Bu, 26 Eylül civarında, yıl içinde ikinci kez tekrarlanan Satürn ve Plüton arasındaki yarı-Kare ile kaygıları ve dünya çapında bir çatışma korkusunu uyandırabilir. Bu noktada Plüton Oğlak burcuna geri dönecek (ve gezegenler retro konumda olacak. Bu gelişmeler de fikirlerin daha da radikalleşmesiyle sonuçlanabilir. Kişileri duygusuz ve merhametsiz eylemlerde bulunmaya itebilir.
Unutmayın: Satürn ve Plüton arasındaki bir yarı-kare, iki gezegen arasındaki bir Kare veya Karşıtlık kadar büyük hasar veya değişiklik yaratacak kadar güçlü değildir. Bir yarı-kare, iki gezegenin enerjileriyle ilgili bir rahatsızlığı, bir huzursuzluğu temsil etse de etkileri bir Kare'ninki kadar büyük değildir. 2024 yılının diğer açılarına baktığımızdaysa hayal kırıklıklarına ve çatışmalara yol açanların yanında diğerlerinin (örneğin: Mayıs ayında Jüpiter Neptün) ne pahasına olursa olsun uyumu ve dengeyi koruma isteğini temsil ettiğini görmek de mümkün.
|
Dünyanın dört bir yanında savaşlar devam ediyor, ancak bizi daha yakından etkileyen mevcut çatışmaların (Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin) ekonomik kısıtlamalara, ulusların farklı tutumlarından doğan bir tür küresel krize ve her şeyin daha kötüye gideceği korkusuna yol açabileceğini düşünsem de 2024'te 3. Dünya Savaşı'nın ilan edileceğine ihtimal vermiyorum.
🚨 2028 yılı bu konuda daha endişe verici görünüyor. Ancak yine de unutmamak gerekir ki Satürn ve Plüton arasındaki gerilimler her zaman Dünya Savaşı çıkacağı anlamına gelmez!
2025 tahminleri içimizi rahatlatıyor!
🖋️ Bu kehanetler 18 Eylül 2024'te yazılmıştır.
Ocak ayındaki Satürn Plüton yarı-Karesi, Haziran ayındaki Jüpiter-Satürn ve ardından Jüpiter-Neptün Kareleri gibi negatif gezegen açılarına rağmen 2025 yılında 3. Dünya Savaşı'nın çıkmasını beklemiyoruz.
Bu açılar daha çok şüphe, hayal kırıklığı, engeller, anlaşmazlıklar, ekonomik kısıtlamaları temsil ediyor... Elbette, bunlar farklı ükelerdeki siyasetçilerin arasındaki gerilimlere karşılık geliyor ve hepimizin de bildiği gibi devam eden savaşların bir gecede çözülmesi mümkün değil. Ancak, şiddetin dünya çapında bir çatışmayı tetikleyecek kadar tırmanmayacağını söyleyebiliriz.
2025 yazı, Şubat 2026'da tam anlamıyla gerçekleşecek Satürn Neptün Kavuşumunun başlangıcına denk geliyor. Düzen ve disiplin gezegeni Satürn, ideallerin, hayallerin, kalabalıkların, paylaşımın gezegeni Neptün ile Kavuşum yapıyor. Bu kavuşum Koç burcunda gerçekleştiği için tutkuyla, ilhamla ve inançlarımız doğrultusunda mücadele etme ihtiyacımızı vurguluyor. Bu kavuşuma bakıp Rusya'nın tarihini düşünmemek elde değil. Zira aynı kavuşum 1917-1918'te, Rus devrimi ve SSCB'nin doğuşu sırasında; 1953-1954'te Stalin'in ölümü ve ertesinde; 1989-1999 Berlin Duvarı'nın yıkılması ve SSCB'nin çöküşü sürecinde de meydana gelmişti. Dolayısıyla Putin'in ve politikasının çöküşünün başlangıcını, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik politikasında büyük bir değişikliği, yeni ve bir Rusya'nın doğuşunu öngörmek mümkün.
Satürn ve Uranüs arasındaki açılara bakarsak (Kavuşum faşizmle ilişkilendirilir): 2025 yılında Nisan ve Ağustos aylarında Satürn ve Uranüs arasında bir Sekstil gözlemliyoruz. Bu, gerilimleri ve sertliği ortadan kaldırır. Bu açı, kararlılık, disiplin ve ciddiyet sayesinde hedeflerimize ulaşma kapasitesine sahip olduğumuzu gösterir.
Dolayısıyla, farklı uluslar ve ideolojiler arasında bir uzlaşma ihtiyacının doğacağını öngörebiliriz. Bu açı sayesinde, ülkeler eski düşmanlıkları bir kenara bırakabilir, geçmişi unutabilir ve geleceğe doğru beraber ilerlemek adına savaşa bir son verebilir. Bu tür uzlaşmaları korumak zordur... Ama biz yine de bu yönde denemeler olacağını umuyoruz...
Ayrıca, Ağustos ve Kasım aylarında, Uranüs Neptün Sekstili birey ve toplum arasında bir denge getirecek. Bizlere zihin berraklığı, hoşgörü ve dayanışma ruhu aşılayacak. Bu barışçıl etkilerin yanı sıra hayal gücünün, yaratıcılığın ve keşfetme arzusunun da öne çıkacağı kesin.
2025 yılına genel olarak baktığımızda, savaşlar konusunda içimizin biraz da olsa rahatlayacağı sonucunu çıkarabiliriz. Analizim hoşunuza gittiyse, bize kısa bir yorum bırakmayı unutmayın 🙂.
Tüm bu açılar bazen endişe edici gibi görünse de 2024'te Üçüncü Dünya Savaşı'na yol açacak kadar güçlü etkilere sahip değiller. Yine de, barışı korumak için her zaman dikkatli olmak, zamanında ve doğru tepkiler vermek, diplomasiye öncelik vermek gerekecek... Bu astrolojik olayların sizi nasıl etkileyeceğini merak ediyorsanız, doğum haritanızı incelememiz gerekebilir. Bunun için de spiritüel rehberlerimizden yardım alabilirsiniz.
Geleceğini aydınlat, sorunlarını çöz |
Önümüzdeki yıl bizi neler bekliyor? Öğrenmek için 2025 yıllık burç yorumlarına ve 2025'in önemli tarihlerine göz atın.
Bu makaleyi beğendiniz mi?
Daha fazla bilgi almak ister misiniz 🤔 ?
Doğrudan yazara yazınMartaDenise !
Marta'e bir soru sor
Düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz? Yorum bırakın